
Türk Hava Yolları'ndan internet aracılığı ile rezervasyon yapmaya yeltendiğiniz zaman, karşınıza çeşitli fiyatlar çıkıyor. Bu fiyatlardan birini seçtikten sonra rezervasyon yapmayıp işi daha sonraya bıraktığınız zaman hapı yutuyorsunuz. Daha doğrusu THY size hap yutturuyor. Zira bir başka zaman aynı rezervasyonu ekrana çağırdığınız zaman fiyatın arttığını görüyorsunuz. Aynı uçuş için birkaç kez giriş çıkış yapıktan sonra ise fiyat daha da artıyor.
Ben Mersin'de iken, temmuz başında 3 ağustosa rezervasyon yapmak için bilgisayara girdiğim zaman, Adana-İstanbul-Amsterdam tek yön bilet fiyatı beşyüz küsür liraydı. Karar vermediğim için rezervasyon yapmadım ama, bilgisayara sürekli girdim çıktım.
Fiyat her geçen gün artıyordu. Uçuşa 10 gün kala fiyat sekizyüz küsür liraya yükseldi.
Bu fiyattan rezervasyon yapma kararı aldım ve işleme başladım. Ama her zaman olduğu gibi, THY'nin web sayfasının azizliği nedeniyle rezervasyon yapamadım. Daha doğrusu ödeme yapamadım.
Ertesi gün aynı işlemi yapmaya kalkıştığım zaman fiyat binyüz küsür lira olmuştu.
Malumunuzdur, ben gazeteciliğimin yanında seyahat dünyası ile de ilgilenmiştim. Eskiden dostladan duyduğum bir lafı hatırladım. Hava şirketleri ve tur operatörleri, web sayfalarından rezervasyon yapmak isteyenlerin İP kayıtlarını zihinlerine yerleştiriyorlar. Bir uçuş için fazla istek oldunca fiyatlar hemen artıyordu.
Beşyüz küsür liradan sekizyüz küsür liraya çıkan Adana-Amsterdam biletinin bir gün sonra binyüz küsür liraya çıkması üzerine, işlem yaptığım bilgisayarı bırakıp dizüstü bilgisayara geçtim. Orada fiyatın seküzyüz küsür (tamı tamına 861 TL) olduğunu gördüm ve hemen rezervasyon yapıp ödeme başarısını da gösterdim.
Sırf merak ettiğim için, öğleden sonra bilgisayarıma yeniden girdim. Fiyat ne olmuştu biliyor musunuz? Binbeşyüz lira.
Ticarette herşey mübahtır ama, THY gibi bir kuruluşa böylesi çirkin bir ticaret yakışıyor mu?
Bilgisayardaki web sayfasına İP takibi yapma işlemini koydururken utanmadılar mı?
Benim aklıma, başka bir bilgisayara girme fikri gelmeseydi, zaten üçyüz lira daha fazla para ödediğim bilete bir üçyüz lira daha fazla ödeyecektim. Bu yakışık alır mıydı?
Şimdi hepinize bir tavsiyem var.
Bilgisayarda rezervasyon yaparken, işinizi çabuk bitirmeye bakın. Aynı uçuş için birkaç kez giriş yaptığınız zaman, işlem yaptığınız web sayfası sizin İP'nizi kayıt ettiği için fiyatları yükseltiyor.
Deneyin isterseniz. Aynı uçuş için çeşitli bilgisayarları kullanınız. Karşınıza farklı farklı fiyatlar çıkacaktır.
Bu çirkinliği sadece THY değil, tüm uçak şirketleri ve tur operatörleri yapıyor.
Ama bu Türk Hava Yolları'na hiç yakışmıyor.
*****
Amsterdam Başkonsolosluğumuz kayıplarda
Hollanda'nın Rotterdam ve Deventer kentlerinde bulunan TC Başkonsoloslukları'nın yanında, ihtiyaç ve istek üzerine Amsterdam'da da bir Başkonsolosluk açılma kararı alınmıştı.
Karardan sonra Amsterdam'a Ahmet Yazal Başkonsolos olarak geldi ve uygun bir bina aramaya başladı. Daha sonra yardımcıları da geldi. Bina arayışı çok uzun sürdü. Daha sonra araya bazı pürüzler çıkmış olacak ki, bina rayışı durduruldu. Ahmet Yazal geçici olarak bir başka göreve gönderildi. Ama ne var ki Amsterdam'a atanan konsoloslar hala burada.
Amsterdam'a Başkonsolosluk açılacak mı, açılmayacak mı sorusu tam bir yılan hikayesine döndü.
İyi de, buraya görevli olarak gönderilenler neden böyle boş bekletiliyor ve boşuna maaş ödeniyor?
Öyle ya, Amsterdam Başkonsolosluğumuz 29 Ekim 2013'te açılacaktı. 3 yıl önce başlanan aramadan bu yana ödenen masraflar vatandaşın cebinden çıkmıyor mu?
Ayrıca, işin bir de diplomatik ayıbı var. Hollanda devleti, uzun istişarelerden sonra, Türkiye'nin Amsterdam'da bir Başkonsolosluk açmasına izin vermişti. İznin nedeni de 'Büyük ihtiyaç' idi.
Hollanda devleti yine de çok nazikmiş.
Bir başka devlet olsaydı, 'Ne oldu sizin aciliyetinize' diye sorardı.
*****
Hollanda'da Türk seyahatçılar perişanlık içinde
Hollanda'daki Türk seyahatçıların, Türk turizminin kalkınmasındaki rolü inkar edilemez.
Geçmiş yıllarda kendilerinden 'Turizm Kaharamanlarımız' olarak söz ettiğim Türk seyahatçılar, bir iki istisnanın haricinde şimdi tam bir perişanlık içindeler.
Hollanda'da havacılık ve tur operatörlüğü yapmak isteyenler, buradaki Garanti Fonu'na (SGR) teminat yatırarak üye olmak durumundadırlar. Garanti Fonu'na üye olmayanlara zaten itibar edilemez.
Bir de Hollanda Seyahat Acentaları Birligi ANVR vardır. Buraya da üye olma durumu vardır.
Türk hava şirketleri ve tur operatörleri geçmişte çok başarılı işlere imza atmışlardır.
Türkiye'ye turist gönderen tur operatörleri arasında 50 bin hatta 100 bin bilet satanlar vardı.
Ne var ki arada bir, bir Türk tur operatörü veya hava şirketi iflas ediyordu. Garanti
Fonu da açıkta kalan yolcuların imdadına yetişiyordu.
Bu na benzer durumlar 2009 yılına kadar devam etti.
Hollanda'daki tüm seyahatçıların üye olduğu Garanti Fonu, sahibi Turk olan veya Türkiye'ye uçan ve tur organize eden firmaları üye yapmayacağı şeklinde bir karar aldı ve bu durumu gerekli yerlere duyurdu. Bu durumda Türk seyahatçılar çok mağdur durumda kaldılar. Uzun süren tartışmalardan sonra, Türkiye gibi 'özelliği' olan ülkelere seyahat düzenleyenler için
'Özel Garanti Fonu' (SGST) kuruldu. Bu duruma büyük firmalar sevinirken, küçük firmalar çok üzüldüler.
Küçük firmalar, yeni ve özel garanti fonunda daha az teminatlarla üye olmaya başladılar.
Bu duruma itiraz eden büyük Türk tur operatörleri (Corendon gibi) daha fazla teminatlar yatırarak Garanti Fonu'nda kalmayı başardılar. Ne var ki, küçük firmalar için özel olarak kurulan 'Özel garanti Fonu' geçen ay iflas ettiğini açıkladı. Bunun nedeni de, toplamış olduğuğu teminatların hemen hemen tamamını, iflas eden bir Türk firması için harcaması oldu. Son yıllarda art arda iflas eden ve yolcularını mağdur eden Türkler'in sayısının çoğalmış olması, Hollanda'daki Türk seyahatçılar için kötü puan oldu.
Özel garanti Fonu, son olarak iflas eden bir Türk firması için tam 1 milyon 700 bin euro masraf yaptı.
Hollanda'daki Türk seyahatçılar şimdi bu gelişmelerin perişenlığı içindeler.
*****
TÜM YAZILARI
- Hollanda'da sahte mülteciseverlik (16 Nisan 2022 Cumartesi)
- Konuşma ahlâkından yoksun kişiler neden revaçta? (13 Şubat 2022 Pazar)
- Noel Baba hakkında bilmediklerimiz (13 Ocak 2022 Perşembe)
- Sefarad sergisi (17 Kasım 2021 Çarsamba)
- Kripto para gerçeği (24 Nisan 2021 Cumartesi)
- Yine Haçlı ruhu! (04 Mayıs 2020 Pazartesi)
- Salgın hastalığı ilmi ve dini açıdan yorumlamak (08 Nisan 2020 Çarsamba)
- Hukuk devleti mi, hakimler devleti mi? (24 Mart 2020 Salı)
- Umutla girdiğimiz 2020 yılı hayal kırıklığı yaratmaz inşallah! (14 Şubat 2020 Cuma)
- Kim ne derse desin, Avrupalı koyun gibi, Türk tilki gibi ! (29 Ocak 2020 Çarsamba)
- En büyük eksiğimiz Lobi faaliyeti ve siyaset (27 Aralık 2019 Cuma)
- Yazamadı (!) (04 Aralık 2019 Çarsamba)
- Olaylara Türkiye’den ve yurtdışından bakış farkı (01 Kasım 2019 Cuma)
- Hollanda Selefilik ile Çalkalanıyor (16 Eylül 2019 Pazartesi)
- Turizmde şımarıyoruz; önlem alınmazsa, turizmimiz çöküşe geçer (31 Ağustos 2019 Cumartesi)
- Her şey olması gerektiği gibi olur inşallah! (26 Haziran 2019 Çarsamba)
- Düşünemiyorum, yazamıyorum, zira yazma şevkim kırıldı (21 Mayıs 2019 Salı)
- İlticacıların, sorunlarını sığındıkları ülkeye taşımamaları isteniyor (12 Şubat 2019 Salı)
- Sosyal medya canavarı... (11 Ocak 2019 Cuma)
- Torpilli olmanın, zirve yaptığı bir dönem yaşıyoruz (21 Aralık 2018 Cuma)
- Adab-ı muaşeret (Görgü kuralları) (31 Ekim 2018 Çarsamba)
- Lozan Antlaşması, iki kutup arasında değişik değerlendiriliyor ama... (17 Ağustos 2018 Cuma)
- Erdal İnönü 92 yıl önce doğmuştu (03 Temmuz 2018 Salı)
- Yeni yıla girerken (27 Aralık 2017 Çarsamba)
- 50 Yıl önce sokaktaki, 'Hemşehrim nerelisin' deyişi özlüyorum (31 Mart 2017 Cuma)
- İçtimai duruma göre hareket etmek... (13 Mart 2017 Pazartesi)
- Aaaah içine tükürdüğüm politika ah! (26 Şubat 2017 Pazar)
- ABD dağılırsa, AB de dağılır (03 Ocak 2017 Salı)
- 1980'leri yeniden yaşıyorum (24 Temmuz 2016 Pazar)
- Türk toplumunun profili değişiyor mu? (30 Haziran 2016 Perşembe)
- Türklüğümü sorgulayanlara (31 Mayıs 2016 Salı)
- Neden kavgacı bir toplum olduk? (30 Nisan 2016 Cumartesi)
- Hollanda'da Türk gazeteciler (!) (14 Mart 2016 Pazartesi)
- Ahmet Çakar'a cevap (10 Ocak 2016 Pazar)
- 2016'ya girerken (04 Ocak 2016 Pazartesi)
- Kalp spazmından ölüyordum! (04 Aralık 2015 Cuma)
- Kendine 'HİÇ' adını yakıştırmış ama, aslında o 'ÇOK' şey... (04 Kasım 2015 Çarsamba)
- Süleyman Demirel ile anılar (19 Haziran 2015 Cuma)
- Bosna Felaketi Batı'nın oyunu muydu? (11 Nisan 2015 Cumartesi)
- Türk siyasetindeki komedi (10 Nisan 2015 Cuma)
- Beni megaloman gibi yazmaya zorlayan vurdumduymazlıklar (10 Mart 2015 Salı)
- Önce Türkiye’yi yasa boğan Özgecan (17 Şubat 2015 Salı)