Vatandaş fukaralaşırken siyasetçiler zenginleşiyorsa

info@haberdukkani.com 22 Mayıs 2014 Perşembe

Bir ülkede siyasetçiler ile bürokratlar zenginleşiyor da vatandaşlar fukaralaşıyorsa, o ülkede vurgun, talan, rüşvet, irtikap ve yolsuzluk var demektir.

Bir ülkede kravatlı oligarşi sultası varsa eğer o ülkede demokrasi ve özgürlüklerden söz edilemez.

Bir ülkede modern sanayi tesisleri kurulmuyor da 100 bin kişilik cezaevleri, dev adliye binaları, tarlalar üzerinde mantar gibi lüks plazalar yükseliyorsa, vatandaşların konutlarına ve iş yerlerine şafak vakti operasyonları düzenleniyorsa, bakanlar emlakçı gibi yalı pazarlayıp komisyon almanın peşine düşmüş ise; o ülkede vatandaş zulüm altında inim inim inliyor, anasını alıp boynu bükük kaderin yolunda yapayalnız yürüyor demektir.

Bir ülkede gazete patronları kdv'si içinde bin liraya makale satın alıyorsa, aklına her esen kişi 35 bin lirayı bastırıp yazara sipariş kitap yazdırtıp sonra da "ben kitap yazdım" diye ortalıkta caka satabiliyorsa; o ülke karanlık Ortaçağ dönemi yaşanıyor ve engizisyon koşulları hüküm sürüyor demektir.

Kültürel gelişimin temel taşı kitap yayıncılığı, sermayenin vergi kaçırma yötemi aracı halindeyse eğer, o ülkenin genç nesilleri çağını algılayamaz hale getirilmiş demektir.

Bir ülkede işadamlarının siyasetçi ve kravatli oligarşi mensubu ortakları varsa ve yalnızca o işadamları ticaret yapabiliyorlarsa eğer; o ülkede hür teşebbüsten, ekonomik istikrardan, refahın kardeşçe üleşilmesinden söz edilemez.

Bir ülkede vatandaş gizli servis gölgesi altında yaşıyorsa, ordu mensuplarına kumpas kurulabiliyorsa, hükümetlere cemaat eliyle şantaj, baskı ve tuzaklar kurulabiliyorsa, gladyo, derin devlet, paralel devlet, faiz lobileri varsa eğer; o ülkede ne bağımsızlıktan, ne hukukun üstünlüğünden ne de bağımsız yargıdan söz edilemez.

Allah aşkına dünyada böyle bir ülke var mı?