
Basına meşruiyet kazandıracak tek unsur satıştır. Basın meşruiyetini kamuoyunun sözcülüğünü yansıtmakla elde ettiği gibi yaptığı satış ile de belgelemiş olur.
Bir gazetenin satışı azalmışsa, sadece zarar etmekle kalmaz toplumu temsil gücünü de yitirmiş olur.
Demokrasilerde para ile "oy" satın almakla basının promosyonla gazete satması arasında hiçbir fark yoktur.
Basının halkın sözcüsü, temsilcisi olarak meşruiyetini koruyabilmesi için ülke nüfusunun yüzde kaçı tarafından okunuyor olması gerekir? El cevap: Yüze kaç oyla iktidar olunuyorsa..
Türkiye'de bütün gazetelerin toplam satışının nüfusa oranla % 7 olduğu kabul edilmekte olduğuna göre.. Basının kamuoyunu temsil etmeye elverişli bir tirajdan yoksun olduğu gerçeği kendiliğinden ortaya çıkar.
Basın bu kadar küçük bir tirajla kamuoyunun oluşmasını sağlıyor ise eğer; o ülkede demokrasinin değil oligarşinin hakim olduğu gerçeği de ortaya çıkar. Çünkü, ancak oligarşik bir ülkede nüfusun % 5 ya da % 7'si, % 95'ini yönetir ve temsil eder.
Gerçeği daha netleştirebilmek için birkaç ülkenin tirajlarına bakalım: İngiltere'de basının nüfusa oranla tirajı % 50, Fransa'da % 30, Japonya'da % 58 olduğunu görürüz.
Bu durumda teorik olarak, Türkiye'de basının demokratik meşruiyeti kuşkuludur. Görülüyor ki; basın Türkiye'de iğreti bir koltukta oturmaktadır.
Türk basını yanlış basındır çünkü, hem demokrasiden yana yayın yaptığını iddia eder, hem kamuoyu yaptığını savunur! Demokrasinin çok seslilik olduğunu savunur ama tek sesli yayın yapar! Rüşvete karşı olduğunu her fırsatta mamşetlere taşır ama ilk fırsatta devletten rüşvet alır! Bunca zıtlığı bünyesinde barındrmasından başka, bir de onca düşük tiraja karşın, yani zarara karşın iflas etmez! O halde mali kaynakları da kuşkuludur! Bir önceki yazımda dile getirmeye çalıştığım gibi evet, basının "denetimi" meşrudur ama kendisi ne yazık ki gayrı-meşru durumundadır.
TÜM YAZILARI
- Ekonomide Rezonans etkisi.. (20 Ekim 2018 Cumartesi)
- Buz ile güneş (19 Mart 2018 Pazartesi)
- FETÖ'nün terörizmi. (30 Temmuz 2016 Cumartesi)
- "Özgürlük Savaşçıları"nın yeni hedefi: Avrupa (15 Temmuz 2016 Cuma)
- Kamu vicdanı ve tarih sahnesinde legal kalabilmek (23 Şubat 2016 Salı)
- Türkiye'de çatışma çıkmaz (06 Ocak 2016 Çarsamba)
- Türkiye'de olmayan nedir? (02 Ocak 2016 Cumartesi)
- Basının denetimi meşrudur (23 Mayıs 2015 Cumartesi)
- Haset, kin ve ihtiras! (28 Aralık 2014 Pazar)
- Rasyonel müslümanlık.. (03 Ekim 2014 Cuma)
- Statüko, bürokrasi, teokrasi, demokrasi... (28 Ağustos 2014 Perşembe)
- Keyif üstüne keyif yaşamak ister misiniz.. (10 Mayıs 2014 Cumartesi)
- Faceb..k/uma dokunma, tiridine banarım! (08 Mart 2014 Cumartesi)
- Tarık Bin Ziyad ve gemileri yakmak (24 Şubat 2014 Pazartesi)
- Hilebazın vitrin süsleri: II (13 Şubat 2014 Perşembe)
- Hilebazın vitrin süsleri: I (16 Ocak 2014 Perşembe)
- Aklımızla oynanıyor (01 Ocak 2014 Çarsamba)
- Kobiler, lobiler ve karabaş bobiler (24 Aralık 2013 Salı)
- Pes etmek yok! (21 Ekim 2013 Pazartesi)