Ümit OĞUZTAN
Ümit Oğuztan

Yaşam modelleri ve büyük felaket

info@haberdukkani.com 23 Haziran 2011 Perşembe

Dünya değişirken kaçınılmaz olarak Türkiye'yi de değiştirdi. Henüz bu gerçeğin farkına varamayanlar var.

Teknolojik, siyasi, ekonomik ve kültürel değişimler, toplumların binlerce yıllık tabuları ile gelenek ve göreneklerinin üzerinden silindir gibi ezip geçiyor.

Bahçe içindeki yapıların yerlerini alan apartmanlar beşer onar yıkılıp yerlerine plazalar yapılırken, paramparça olan aile yapısı da ortaya çıkıyor aslında.. Şimdi evler bir artı bir.. yani tek kişilik. İki kişilik bile değil! işte "iki gönül bir olunca samanlık seyran olur" inancından geriye kalan yaşam modeli.

Gençlik 13 yaşında "birey" olduğunun bilinçine varmış olarak başlıyor kulaç atmaya.. Fakat, sakin ve ılıman sularda yüzeceğini zannederken, gücünün çok üstesinde dalgalarla boğuşmak zorunda kalıyor. Hem de henüz hayatın cahiliyken.

Gençlik deneme yanılma yöntemiyle kör karanlıkta el yordamıyla rota belirlemeye çalışırken, bir markadan diğer markaya tosluyor önce, sonra da yeni yaşam biçimlerinin dev girdaplarına kapılıyor. Ne olacağı malum..

Gençliğin "hamileri" yetişkinler çok daha feci durumdalar. Kredi kartı borçları, yaşamın ağır faturaları, ne çocukluğunu ne de gençliğini insanca yaşayamamış, özlemlerine kavuşamamış kuşaklar, ağır sorumluluklar altında kanter içinde ve bezgin.. Hayatı tümden ıskalamış olmamak için heyecan arayışına yöneliyor giderayak.. Ve aile yapısı o anda çöküyor. Özel yaşamın dokunulmazlık zırhı altında çok çirkin bir yaşam modeli başlıyor arsızlıkla da sürdürülüyor.

Toplum büyük bir ahlak çöküntüsüne yuvarlanıyor ama işin bu yanında kalem oynatmaya cesaret edebilecek yazarı ve gazetecisi yok ülkenin. Neden? Çünkü bu saha mayınlı bir alan.. Çünkü onların da bir bölümü bu batağın kurbanları arasında yer alıyorlar. Diğerleri bilseler de, ahlaksızlığın bütün bir toplum tarafından duyulmuş olmasına neden oluruz korkusuyla, görmezden geliyorlar, insan onuruna yakışmayan çarpık ve sapkın yaşam biçimlerinin ölümcül bir virüs gibi yayılmasına seyirci kalıyorlar.

Mahalle baskısı, özel yaşama müdahale feryatları yükseliyor ama asıl felaket toplumsal ve insani değerlerin yok ediliyor olmasında..
Beyler bırakın türban ve kılık kıyafet işgüzarlığını da eğer hayırlı bir iş yapmak istiyorsanız, halkınızı ve vatanınızı gerçekten seviyorsanız, çocuklarınızın geleceğini biraz olsun düşünüyorsanız, vicdan ve ar sahibiyseniz eğer; lütfen "swinger" virüsüne yakalanmış ve toplumu tehdid eden haysiyetsizliğin ortadan kaldırılabilmesi için bir adım atın.

Bu iğrenç, tiksindirici yaşam modelini benimsemiş olanlar arasında çocuklarımızı emanet ettiğimiz evli barklı, çoluk çocuk sahibi, yaşını başını almış ama insanlık onurunu ve arsızlığı ayaklar altına almış bayan öğretmenler bile var..

Ümit Oğuztan

TÜM YAZILARI

Haber Dükkanı büyük