Yaşamı hadım etmenin en kolay yolu

info@haberdukkani.com 21 Eylül 2012 Cuma

Erotizm Müslüman toplumların sanatına nasıl yansıdı?

Müslüman toplumların araştırmacıları, bilimcileri ve sanatçıları bu soruya yanıt verecek bir çalışmayı henüz gözler önüne serebilmiş değiller!

Toplumun dış yüzü ile iç yüzü arasındaki "tutarsızlıkları" gözler önüne seren bir çalışma sergilenemiyor ama gazetelerin üçüncü sayfalarına her gün hayvanlara tecavüz edenler, ensest olaylar, cinsel istismarlar, tecavüzler ve açığa çıkan lezbiyen ilişkiler ile gizli kalmış ünlü eşcinsel kimlikler yansıyor..

Oysaki eski minyatürler çaktırmadan "eşcinsel" temaları işlemiştir. Görmezden gelinir eski minyatürlerin erotik çalışmaları!

Sanatla düşüncenin yaratıcı güçü baskı altında tutulup yasaklı kaldıkça, insanın "insanlık halleri" de çarpıklık okyanuslarınının karalık dalgalarına yelken açmaya devam eder durur.

Cinsellik ve erotizm tutkusu beyinsel gelişmenin gizemli ama yaratıcı koşuludur. Yaşamı hadım etmenin en kolay yolu cinselliğin tabu haline getirilerek türlü baskılar ve ayıp sarmalları arasına hapsedilmesidir.

Erotizm beyinsel yaratıcılığın fırınında pişirilmez ise; sonu gelmez bir monotonluğun içinde pornografi ortaya çıkar.

Bazı yazarlar, her türlü denetimden arınmış bir dünyada yaşadığına inanarak yazarlar. Gerisini hiç düşünmezler. Ne yazdıklarının kendilerine neye mal olacağını düşünmeden yazan bu yazarlar değiştiriler dünyayı.. Ama duruma bakılırsa bu yüzyılda pek çıkmıyor o yazarlardan.

İnsan yaratıcılığı ile mutluluğunun en gizemli kilit noktası olan "kadın-erkek" ilişkisinin, sanatçılar ve bilimciler tarafından gözler önüne serilmesi neden büyük tedirginliklere yol açar? Oysa ki bu durum toplumsal sakatlanmalara neden olmaktadır. Çünkü insan akıl özgürlüğünü kullanamadığında, belirli iç güdülerle hareket etmekten öteye gidemeyen yaratıklar düzeyine iner.