
Recep Tayyip Erdoğan'ın kamuoyunda sürekli gündeme getirildiği ifade ile doğrudan halkoyu ile seçilen ilk T.C. Cumhurbaşkanı olmasının ardından; yeni hükümet Uluslararası İlişkiler Hocası Prof. Dr. Ahmet DAVUTOĞLU'nun Başbakanlığında kuruldu.
T.C.'nin 12. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan her ne kadar sürekli doğrudan halkın oyu ile seçilen ilk Cumhurbaşkanı olarak adlandırılsa da 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren Paşa da 3 Kasım 1982' de halkın % 92 sinin "Evet" oyuyla 4. Anayasa ile birlikte Referandumla halk tarafından seçilmişti. Bu hususu burada kayıt altına aldıktan sonra Sayın Prof. Davutoğlu hükümetinin dış politikası hakkında bazı öngörülerde bulunalım.
Öncelikle 12. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan TBMM de yemin edip göreve başladıktan hemen 2 gün sonra Türk Hariciye Teşkilatında artık bir gelenek olan ilk dış resmi seyahatini 1 Eylülde KKTC' ye gerçekleştirdi. Arkasından da Azerbaycan'a gidecek. Bu durum AKP' nin eski Osmanlı coğrafyası olan Orta-doğu, Kafkaslar ve Balkanlar'da Türkiye'nin bölgesel liderliğine dayanan Dış Politikasında köklü bir değişikliğin olmayacağı, mevcut dış politikanın sürdürüleceğine karine teşkil etmektedir.
Ayrıca Sayın Erdoğan'ın Başbakanlık Dış ilişkiler Danışmanı Ahmet Kalın'ı Cumhurbaşkanı olduktan sonra hemen Cumhurbaşkanı Dış ilişkiler Danışmanı olarak görevlendirmesi mevcut politikanın devam edeceğine delalet etmektedir.
Ancak temelde köklü bir değişiklik beklenmemekle birlikte yeni Başbakanın Türkiye'nin ilk Batılı Üniversitesi olan Boğaziçi Üniversitesi (eski Robert Kolej) Uluslararası İlişkiler Bölümünden mezun olması; lise öğrenimini ise Almanca tedrisat yapan yine batılı bir orta öğretim kurumunda tamamlamış olması; dar ve küçük bir dini cemaat içinde yetişen ve Ankara'nın Samanpazarı semtinde kumaş tüccarlığından gelen Ali Babacan'ın Baş müzakerecilik ve AB ile ilişkilerden sorumlu Bakanlığı bilinçli bir şekilde çok başarısız olarak ifa etmesi sonucu maksatlı olarak uyumaya terk edilen Türkiye - AB İlişkilerinde yeniden bir canlanma olabileceği konusunda bizleri iyimser düşüncelere sevk etmiştir.
Bu görüşümüzü destekleyen sadece yeni Başbakanın altyapısı ve arka planı değil yeni Dışişleri Bakanı ve yeni AB Bakanı ve Başmüzakerecinin de background ve kariyerleridir.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Başbakan olmasıyla birlikte, Kabine yeniden şekillendi. AB Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu, Dışişleri Bakanlığına atandı. AB Bakanı ve Başmüzakereci ise Büyük Elçi Volkan Bozkır oldu.
Büyük Elçi Volkan Bozkır'ın AB Bakanlığı'na atanması gerçekten sevindiricidir. Daha önce T.C. Dışişleri Bakanlığında AB ile ilişkilerden sorumlu Müsteşar Yardımcılığı; 4 sene kadar Büyükelçi unvanıyla Brüksel' de Avrupa Birliği nezdinde T.C. Daimi Temsilciliği görevinde bulunmuş; Türkiye'ye döndükten sonra AB ile ilişkilerden sorumlu en üst bürokratik görev olan T.C. Başbakanlık Avrupa Birliği Genel Sekreterliği'nde en üst mevki olan Genel Sekreterlik görevini ifa etmiştir.
2009 yılında başladığı Avrupa Birliği Genel Sekreterliği görevini ise Mart 2011'e kadar sürdürmüş daha sonra dönemin Başbakanı Sayın Erdoğan'ın daveti ile Bürokrasiden ayrılarak siyasete girmiş; AKP den önce Milletvekili sonra TBMM Dış İlişkiler Komisyon Başkanlığı görevine seçilmiştir. Geçen hafta da AB Bakanı ve Başmüzakereci olarak atanmıştır. Kısacası Diplomasi, Bürokrasi ve politikada 10 yıl kadar AB ile ilişkileri en üst seviyede koordine eden kişi olmuştur.
Fevkalade tecrübeli, birikimli, bilgili ve AB mevzuatına vakıf bir AB uzmanıdır. Böylece AB Bakanlığı bürokratları, T.C. Dışişleri Bakanlığı AB Genel Müdürlüğü diplomatları ve diğer Bakanlıkların AB ve Dışilişkiler Genel Müdürlüğünde çalışan teknokratlar aynı paralelde düşünüp, organize bir şekilde ve koordineli olarak icraat yapabileceklerdir.
Yeni Dışişleri Bakanı Antalya Milletvekili Sayın Mevlüt Çavuşoğlu ise 1949 yılında Kurucu Üye olarak dahil olduğumuz AVRUPA KONSEYİ'nin yasama organı olan Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisine tarihinde Başkanlık yapmış olan ilk Türk'tür. Mülkiye Uluslararası İlişkiler Bölümünü başarı ile bitirdikten sonra ABD' de yüksek lisans yapmış, siyasete girmeden önce özel sektörde çok başarılı çalışmalara imza atan bir girişimcidir. Bir önceki hükümette AB Bakanlığı ve Başmüzakerecilik görevlerinde de bulunduğu için hem tam üyesi olduğumuz Avrupa Konseyinde hem de ortak üyesi olduğumuz Avrupa Birliğinde çok iyi temas ve diyalogları vardır.
Sonuç olarak; Dışişleri Bakanlığından gelen Uluslararası İlişkiler Profesörü Başbakan Davutoğlu, AB Bakanlığı ve AKPM Başkanlığından gelen bir Dışişleri Bakanı ile ABGS, OPANDAN (AB Nezdinde Daimi Temsilcilik) ile TBMM Dışişleri Komisyon Başkanlığından gelen bir AB Bakanı ve Başmüzakerecinin kilit taşlarını oluşturduğu bir Hükümetin yaklaşık 8 senedir uykuda olan Türkiye - AB İlişkilerine ivme kazandıracağı konusunda iyimser olmaya hakkımız vardır.
TÜM YAZILARI
- Balfour Deklarasyonu'ndan Trump Deklarasyonu'na... (03 Ocak 2018 Çarsamba)
- 2017 de Türk Dış Politikası (20 Ocak 2017 Cuma)
- TÜRKİYE VE BATI (10 Aralık 2016 Cumartesi)
- Demokratik Düzene Karşı Darbeler/ Darbe Girişimleri ile ilgili Siyasi ve Hukuki Kavramların Tanımlanması (28 Ekim 2016 Cuma)
- Son 2 ayda iç ve dış poitikada köklü değişimlerin sonuçları (14 Temmuz 2016 Perşembe)
- Sykes-Picont Anlaşması'nın 110. yılında Fransa'nın Yeni Ortadoğu Hamlesi Ve Bölgenin Geleceği (13 Mayıs 2016 Cuma)
- Küresel ticaret ve rekabet (16 Nisan 2016 Cumartesi)
- Türkiye-AB Mülteci Anlaşması ve AB’ye tam üyelik yolunda gümrük birliğinin derinleştirilmesi (28 Mart 2016 Pazartesi)
- Rus tehdit, ihlal ve ambargoları karşısında AB ile NATO'nun mükellefiyetleri (03 Şubat 2016 Çarsamba)
- Kıbrıs'ta Türk kültürel varlığı ve Türk kimliği'nin yaşatılması (06 Ocak 2016 Çarsamba)
- 21. yüzyılda uluslararası ilişkiler (08 Eylül 2015 Salı)
- AKP’nin akıbeti ANAP gibi mi olacak? (17 Haziran 2015 Çarsamba)
- KKTC'de yeni dönem ve Türkiye-Kıbrıs-AB ilişkilerinin geleceği (04 Mayıs 2015 Pazartesi)
- Dünya ekonomisi Türkiye ve yeni ekonomik model (31 Mart 2015 Salı)
- Süleyman Şah Türbesi Operasyonu (28 Şubat 2015 Cumartesi)
- Hıristiyanlar birleşirken Müslümanlar çatışıyor (!) (01 Aralık 2014 Pazartesi)
- Çözüm yutturmacası hızla çözülürken (06 Kasım 2014 Perşembe)
- Dünya gerçekten 5'ten büyük mü? (30 Eylül 2014 Salı)