
Ümit Oğuztan beyefendiyi gerçekten çok takdir ederim...Bence adı ''SAYGI'' olmalıymış, sevgili Ümit Oğuztan'ın...Öylesine duyarlı, öylesine zarif ve de öylesine saygılıdır...
Bir gün beni arayıp : ''- Dükkanımda sattığım haberlerin üreticilerinden ol... Senden beynini ortaya koyup,dükkanımda fikirlerini üretmeni istiyorum... Bedava satın alsınlar, parasız okusunlar ürettiklerini...'' dedi...
Uzun uzun düşündüm ''- Ne yapabilirim''diye... Önce bir etiketi olmalıydı ürettiğim malın; bir adı, bir rengi, söylediği bir sözü olmalıydı...
Sinemacı, müzisyen, yazar ve biraz da tiyatrocu olduğum için; az da olsa biraz dedikodusu, günümüz deyimiyle biraz da paparazzisi olmalıydı satılacak malımın... İşte bu nedenle; dükkanımızın bir köşesinde yer alacak etiketime ''İPLİĞİ PAZARA ÇIKANLAR'' adını koymasını rica ettim, sevgili Ümit Oğuztan'dan...
Hani birisine kızdığımız; o insanı üzmek istediğimiz zaman, dişlerimizi sıkarak için için söyleniriz: ''- Senin ipliğini pazara çıkarayım da, gör gününü'' diye...
Ama hep kötü iplikler satılmaz ya pazarlarda.. İnsanın gönlünü hoş edecek, mutlu edecek güzel mallar da dokunur bazen o ipliklerle... Kısacası; konusuna göre iyi ipliklerde satışa çıkacak bizim dükkanda, kötü ipliklerde...
ÖNCE AHMET HAKAN'IN İPLİĞİNİ PAZARA ÇIKARIYORUM...
Günümüz moda yazarlarından Ahmet Hakan; ne yazar, neden yazar bilemem..
Bazen de Gönül Yazar...
Kendisini Kıvanç Tatlıtuğ görür bazen, özel yaşamını da yazar... Veya yazdırır...
29 Mayıs 2010 Pazar günkü köşesinde, ender dikkatimi çeken yazılarından birisi vardı...''ESKİ STAR-YENİ STAR'' başlığı ile yayınlanan yazısını, aynen aktarıyorum sizlere...
ESKİDEN STARLIK ŞÖYLE BİR ŞEYDİ...
Gökyüzünde yalnız gezen bir yıldız olmanız gerekirdi...Kimse size erişmemeliydi... Görünmemeliydiniz, görünseniz de olay olmalıydınız... Bir yere siz gitmeden önce mutlaka rüzgarınız gitmeliydi... Sorgulanmamalıydınız... Sözünün üstüne söz söylenmemeliydi... Hesap vermemeliydiniz... Hep hikmetli sözler söylemeliydiniz... Güneş gözlüğünü hiç çıkartmamalıydınız...
BUGÜN İSE STARLIK ŞÖYLE BİR ŞEY OLDU...
Çekip tişörtünü en olmadık yerde, en olmadık sıradanlıkla kalabalıkların arasına dalmalısınız... Taksi çevirmelisiniz...Erişilebilir olmalısınız... Görünür olmaktan asla endişe etmemelisiniz... Sıradan bir ölümlü gibi davranabilirsiniz...Kibrinizi yalnız kaldığınızda, alçak gönüllülüğünüzü ise kalabalıklar arasında yaşamalısınız... Hata yapmalısınız...Usulca gelip usulca gitmeyi öğrenmelisiniz... Sözünüzün üstüne söz söylenmesine izin vermelisiniz...
Bu yazı bana; yıllar evvel her biri ayrı star olan öğrencilerine verdiği bir nasihatle, büyük hoca Ertuğrul Muhsin beyefendinin sözlerini hatırlattı... Geçmiş günlerin birinde; tiyatrosundaki bütün aktrist ve aktörlerini karşısına alan Muhsin hoca, bakın neler söylemiş?...
''- Halk sizi sahnedeki rollerinizle; ışıkların altında (PRENS) sanıyor, (PRENSES) sanıyor, (KRAL) sanıyor, (KRALİÇE) sanıyor... Onların yaşayamayacakları dünyalarda yaşayın... Sakın halkın arasına karışıp hayallerini yıkmayın sizi sevenlerin, sizlere aşık olanların... Bırakın onlar sizi, ulaşılamayan birer yıldız sansınlar...''
KISSADAN HİSSE...
Çok şükür büyük Allah'ıma...
Yeni ve bol starların; elimi sallasam ellisine vurabileceğim bir dünyada, parasız pulsuz ama gerçek bir STAR gibi yaşıyorum...
Çok şükür...
TÜM YAZILARI
- Önce hukuka inanacak sonra demokrasiyi savunacaksın ki... (17 Ekim 2011 Pazartesi)
- Kuşlar sakız sevmez (13 Ekim 2011 Perşembe)
- İstekli ya da isteksiz (30 Eylül 2011 Cuma)
- Baya bi’kayboluyoruz… (18 Eylül 2011 Pazar)
- Kaldıramayacağın taşın altına girmeyeceksin (15 Eylül 2011 Perşembe)
- Sizin Kararınız ve bizim hayallerimiz (11 Eylül 2011 Pazar)
- Ben, bunlara alışamam (08 Eylül 2011 Perşembe)
- Dostluğun dili, dini ve memleketi yok (26 Mayıs 2011 Perşembe)
- Bir kraliçenin yaşam öyküsü (11 Mayıs 2011 Çarsamba)
- 22 Temmuz seçim öncesi (23 Nisan 2011 Cumartesi)
- Tosca operası ile babam da ağlar (12 Nisan 2011 Salı)
- Kırılmamak ve insanları kırmamak (01 Nisan 2011 Cuma)
- Küçük hanımefendi: Belgin Doruk (27 Mart 2011 Pazar)
- Kırmızı burunlu bir adam vardı (25 Mart 2011 Cuma)
- Ben, her bahar aşık olurum (20 Mart 2011 Pazar)
- Haldun Dormen ile benzerliklerimiz (17 Mart 2011 Perşembe)
- Sizler benim filmlerimle büyüdünüz (15 Aralık 2010 Çarsamba)
- Zeki Müren ile son söyleşi (07 Aralık 2010 Salı)
- Aman dikkatli olun, beni dolandırdılar (24 Eylül 2010 Cuma)
- Tereciye tere satmayın (29 Haziran 2010 Salı)
- İnsan anılarla yaşar, gerisi yalan... (25 Haziran 2010 Cuma)
- Hepimiz şaşırdık artık! (21 Haziran 2010 Pazartesi)
- İnsanın yılları ile hesaplaşması (08 Haziran 2010 Salı)
- Harput'ta bir İstanbullu... (31 Mayıs 2010 Pazartesi)
- Haber Dükkânı’nda.. (05 Mayıs 2010 Çarsamba)